Hz. Safvan Bin Muattal ve Adıyaman Bölgesinin İslamlaşması

Sahabe tarafından nakledilen hadisler, sadece hadis ilmi açısından değil, aynı zamanda fıkıh ve tarih açısından da önemli bilgiler sunmaktadır. Bu bağlamda Hz. Safvan b. Muattal tarafından nakledilen hadisler sayıca az olmakla beraber, muhtevaları önemli hadislerdir. Bu hadisler elde edebildiğimiz kadarıyla üç adettir.

Namazın Mekruh Olduğu Vakitler

سَأَلَ صَفْوَانُ بْنُ الْمُعَطَّلِ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي سَائِلُكَ عَنْ أَمْرٍ أَنْتَ بِهِ عَالِمٌ وَأَنَا بِهِ جَاهِلٌ قَالَ وَمَا هُوَ قَالَ هَلْ مِنْ سَاعَاتِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ سَاعَةٌ تُكْرَهُ فِيهَا الصَّلَاةُ قَالَ نَعَمْ إِذَا صَلَّيْتَ الصُّبْحَ فَدَعْ الصَّلَاةَ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ فَإِنَّهَا تَطْلُعُ بِقَرْنَيْ الشَّيْطَانِ ثُمَّ صَلِّ فَالصَّلَاةُ مَحْضُورَةٌ مُتَقَبَّلَةٌ حَتَّى تَسْتَوِيَ الشَّمْسُ عَلَى رَأْسِكَ كَالرُّمْحِ فَإِذَا كَانَتْ عَلَى رَأْسِكَ كَالرُّمْحِ فَدَعْ الصَّلَاةَ فَإِنَّ تِلْكَ السَّاعَةَ تُسْجَرُ فِيهَا جَهَنَّمُ وَتُفْتَحُ فِيهَا أَبْوَابُهَا حَتَّى تَزِيغَ الشَّمْسُ عَنْ حَاجِبِكَ الْأَيْمَنِ فَإِذَا زَالَتْ فَالصَّلَاةُ مَحْضُورَةٌ مُتَقَبَّلَةٌ حَتَّى تُصَلِّيَ الْعَصْرَ ثُمَّ دَعْ الصَّلَاةَ حَتَّى تَغِيبَ الشَّمْسُ


Hz. Safvan b. Muattal, Resulullah’a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sordu:
- “Yâ Resûlallah! Senin bildiğin  ve benim bilmediğim  bir şeyi sana sormak istiyorum” dedi.

Efendimiz: “Nedir o?” buyurdu. Safvân:  (Radıyallâhü anh): “Gece ve gündüz saatlerinden namaz kılmanın mekruh olduğu bir saat var mıdır?” diye sordu.

Efendimiz: “Evet Sabah namazını kıldığın zaman artık güneş doğuncaya kadar namaz kılmayı bırak. Çünkü güneş, şeytanın iki boynuzu ile beraber doğar.   Doğduktan sonra güneş senin başın üzerinde mızrak gibi dik duruncaya kadar (geçen süre içinde) namaz kıl. Çünkü bu sırada kılınan namazda melekler hazır bulunur ve o namaz makbuldür. Güneş senin başın üzerinde mızrak gibi (dik) olunca namaz kılmayı bırak. Çünkü o saat öyle bir saattir ki, onda cehennem tutuşturulur ve onda cehennem kapıları açılır. Güneş senin sağ başından sapıncaya kadar (devam eder). Güneş sapınca sen ikindi namazını kılana kadar kılınan namaz makbuldür. Ve melekler onda hazır bulunurlar. İkindi namazını kıldıktan sonra güneş batıncaya kadar namazı kılmayı bırak” buyurdu."

Kocası İzin Vermeksizin Kadının Nafile Oruç Tutması

عَنْ أَبِي سَعِيدٍ قَالَ جَاءَتْ امْرَأَةٌ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَنَحْنُ عِنْدَهُ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ زَوْجِي صَفْوَانَ بْنَ الْمُعَطَّلِ يَضْرِبُنِي إِذَا صَلَّيْتُ وَيُفَطِّرُنِي إِذَا صُمْتُ وَلَا يُصَلِّي صَلَاةَ الْفَجْرِ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ قَالَ وَصَفْوَانُ عِنْدَهُ قَالَ فَسَأَلَهُ عَمَّا قَالَتْ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَمَّا قَوْلُهَا يَضْرِبُنِي إِذَا صَلَّيْتُ فَإِنَّهَا تَقْرَأُ بِسُورَتَيْنِ وَقَدْ نَهَيْتُهَا قَالَ فَقَالَ لَوْ كَانَتْ سُورَةً وَاحِدَةً لَكَفَتْ النَّاسَ وَأَمَّا قَوْلُهَا يُفَطِّرُنِي فَإِنَّهَا تَنْطَلِقُ فَتَصُومُ وَأَنَا رَجُلٌ شَابٌّ فَلَا أَصْبِرُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْمَئِذٍ لَا تَصُومُ امْرَأَةٌ إِلَّا بِإِذْنِ زَوْجِهَا وَأَمَّا قَوْلُهَا إِنِّي لَا أُصَلِّي حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ فَإِنَّا أَهْلُ بَيْتٍ قَدْ عُرِفَ لَنَا ذَاكَ لَا نَكَادُ نَسْتَيْقِظُ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ قَالَ فَإِذَا اسْتَيْقَظْتَ فَصَلِّ


... Ebû Said (r.a)'dan; demiştir ki: Biz Rasûlullah (s.a.)'ın yanında iken bir kadın gelip: “Ya Rasûlallah! "Kocam Hz. Safvan b. el-Muattal namaz kıldığım zaman beni dövüyor, oruç tuttuğumda orucumu bozduruyor ve sa­bah namazını güneş doğuncaya kadar kılmıyor,” dedi. O esnada (kocası) Safvân da Rasûlullah (s.a.)'ın yanında idi.

Efendimiz kadının dediklerini Hz. Safvan’a  sordu.

O da şöyle dedi: “Ya Rasûlallah! "Namaz kıldığımda beni dövüyor" demesi şun­dan; çünkü o, ben nehyettiğim halde iki tane (zamm-ı) sûre okuyor.” Peygamber (s.a.): "Eğer (Kur'an'da) tek sûre olsaydı, insanlara yeterdi," buyurdu.  (Hz. Safvan sözlerine şöyle devam etti): "Orucumu bozduruyor" sözüne gelince, çünkü o durmadan (nafile) oruç tutuyor. Halbuki ben gencim sabredemiyorum.”

O zaman Rasûlullah (s.a.): "Kadın kocasının izni olmadan oruç tutamaz," buyurdu.

(Safvân devamla şöyle dedi:) "Benim güneş doğuncaya kadar namaz kılmadığım" konusun­daki sözüne gelince; biz çok uyumakla tanınan bir aileyiz. Güneş doğuncaya kadar uyanamıyoruz.”

Rasûlullah (s.a.): "Uyandığın zaman namazını kıl," buyurdu.


Hadisi şerif Hz. Safvan b. Muattal hakkında önemli bilgiler içerdiği için hadisin şerhlerindeki bilgileri aynen vermek istiyoruz. Çünkü hadis, kadının haklı gibi görünen her itirazında esasen Hz. Safvan b. Muattal’ın haklı olduğunu ortaya koyuyor. 

Açıklama

Hadisten anlaşıldığı üzere Hz. Safvan b. Muattal,  hanımını namazı çok uzattığı için dövüyor ve çok sık nafile oruç tuttuğu için de orucunu bozduruyordu. Kadın bu durumu Pey­gamber (s.a.)'e şikâyet edince Hz. Safvan kendisini savundu ve Peygamber (s.a.)'de onu haklı buldu.
Hz. Safvan’ın "namazda iki sûre okuyor" demesi üzerine Hz. Peygamber "(Kur'an'dan) tek bir sûre olsaydı insanlara yeterdi" buyurdu. Hz. Pey­gamber bu sözü ile "namazda bir sure okumak insanlar için yeterlidir, o kadın namazda okumayı kısa kessin" demek istemiştir.
Ebû Davud'un bazı nüshalarında Hz. Safvan’ın sözü "o benim iki suremi okuyor" şeklinde varit olmuştur. O zaman mana, “o namaz kılarken, benim okuduğum surelerden ikisini birden okuyor" şeklinde olur.


Hadisin oruçla ilgili bölümünden anlıyoruz ki, erkeğin karısı üzerinde istifade hakkı vardır. Kadın nafile oruç tut­mak bahanesiyle kocasının bu hakkını engelleyemez. Eğer tutarsa, kocası orucunu bozdurabilir. Çünkü evli kadının kocası varken onun izni olma­dan nafile oruç tutması caiz değildir.


Peygamber (s.a.)'e gelen kadının kocasını şikayet ettiği konulardan birisi de onun sabah namazına kalkmayıp namazını güneş doğduktan son­ra kılmasıdır. Hz. Safvan bu şikâyete karşı, kendilerinin çok uyumakla tanı­nan bir sülâle olduklarını, güneş doğmadan uyanamadıklarını söyleyerek karşılık vermiştir. Hz. Peygamber de bu cevabı yadırgamamış ve gayet olgun karşılayarak “uyandığın zaman kıl" buyurmuştur. Demek ki Efen­dimiz onların uykuculuğunu kaçınılması mümkün olmayan tabii bir huy olarak kabul etmiş ve hallerini baygının hali ile bir tutmuştur.


Sabah namazına kalkmamasına rağmen, Hz. Peygamber'in Hz. Safvan’ı azarlamaması, Allah ve Rasûlunün Müslümanlara olan lütfüne işaret et­mesi açısından ilgi çekicidir. Peygamber (s.a.) yukarıda işaret edildiği üze­re uyanamama konusunda Hz. Safvan’ı özürlü kabul ederek, onu namaz vak­tinde bayılanla bir tutmuştur. Ya da namaza kalkmama Hz. Safvan’ın devamlı âdeti değil, kendini uyandıracak kimse olmadığında ara sıra başına gelen bir haldir. Şüphesiz onun namaza kalkmaması namaz konusundaki gev­şekliğinden değildir.
Hz. Peygamber'in Hz. Safvan’a:  "Namazını uyandığın zaman kıl" buyur­ması, sabah namazına kalkmaktan üşenen, uykusuna kıyamayanlar için bir açık kapı olarak düşünülmemelidir. Sabah namazına uyanamayanlar namazlarını güneş doğduktan sonra kılarlar, ama bu ruhsat gerçek­ten mazur olanlar içindir. Namaza kalkmak için tüm tedbirleri aldıkları halde uyanamayanlar içindir. Sabah namazına kalkma alışkanlığı olmadı­ğı için kalkmayanlar veya uyandıkları halde tembellik yaparak kalkma­yanlar hiç bir zaman mazur sayılmazlar.

Gece Namazı

عن صفوان بن المعطل السلمي، قال: كنت مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في سفر، فرمقت صلاته ليلة، فصلى العشاء الآخرة، ثم نام، فلما كان نصف الليل، استنبه، فتلا العشر من آخر آل عمران، ثم نام، ثم قام، ثم تسوك، ثم توضأ، وصلى ركعتين، فلا أدري: أقيامه أم ركوعه أم سجودة كان أطول ; ثم انصرف، فنام، ثم استيقظ، فتلا ذلك العشر، ثم تسوك، وتوضأ، وصلى ركعتين. قال: فلم يزل يفعل كما فعل أول مرة ; حتى صلى إحدى عشرة ركعة

“Hz. Safvan b. Muattal’dan rivayet edilmiştir. Dedi ki: “Bir yolculuk sırasında Hz. Peygamber ile birlikte idim. Bir gece onun gece namazını gözetledim. Yatsı namazını kıldı, sonra uyudu.  Gece yarısı olunca uyandı ve Ali İmran suresinin son bölümünü okudu. Sonra uyudu, sonra kalktı, dişlerini misvak kullandı, sonra abdest alıp iki rekât namaz kıldı. Artık kıyamı mı rükûsu mu secdesi mi uzundu? bilemiyorum. Sonra namazdan ayrıldı ve uyudu, sonra uyandı ve bu 10 ayeti okudu, sonra misvak kullandı, abdest aldı,  iki rekât kıldı.  Bu şekilde 11 rekât oluncaya kadar böyle yapmaya devam etti.

<< Önceki Sayfa - Sonraki Sayfa >>