Hz. Safvan Bin Muattal ve Adıyaman Bölgesinin İslamlaşması
Hz. Peygamber'den Sonra Safvan
Hz. Peygamber’in vefatından hemen sonra Arabistan’daki birçok bölge Müslüman birliğinden ayrılmaya teşebbüs etti. İlk Halife Hz. Ebubekir Ridde Hareketleri denilen bu hareketlerle çok yoğun şekilde mücadele etti. Bu mücadelede onun en büyük yardımcıları sahabeler toplumu idi.
Müslümanlık bu kadar yaygınlaşmışken bu durumun ortaya çıkması yine bu kutlu insanların işbaşına çağrılmasına sebep oldu. Nitekim sahabeler de bu savaşlara yoğun şekilde katılıp Hz. Peygamber sonrası İslam’ı yok etmek isteyen bu tür hareketlere izin vermediler. Hz. Safvan b. Muattal da bu dönemde gerçekleşen Ridde Olayları’na muhtemelen katıldı. Müslüman sahabe toplumu, Ridde Olayları döneminde Arabistan yarımadasının birliğini tekrar kurmaya çalışıldığı bu savaşlara arasında iştirak ettiler.
Şam ve Irak Bölgesine Seferler
Ridde Olayları’nın bastırılmasından sonra ordular, Müslüman elçileri ve tüccarları katleden Şam bölgesindeki yönetimlere doğru yönlendirildi. Bu arada orduların bir kısmı da Irak cephesinde savaşıyordu. Hz. Safvan b. Muattal, bu dönemde esas olarak Şam cephesinde bulunsa da Irak cephesinde de bulunmuştu. Muhtemelen bu seferler sonunda elde ettiği kazançlarla Basra’nın zengin bir semti olan Mirbad Sokağı’nda bir ev edinmişti.
Hz. Safvan b. Muattal, Irak cephesinden çok, Şam Cephesinde bulundu. Şam bölgesinde birçok sefere katıldı. Oradaki bazı mücadeleleri, kahramanlıkları kitaplara girmiştir. Bazı savaşlarda söylediği şiirlerle az da olsa şairliğini ortaya koymuştur. Nitekim Deriyye bölgesindeki Rum kökenli bir adamla yaptığı mücadelesini sonradan şiirle anlatmıştır.
Bu bölgeye gelen İslam orduları ilk başta Bizanslılar tarafından zorlansalar da bölge halkları tarafından sevinçle karşılandı. Gelen ordular, onlara insanca davranıyordu. Bu sebeple artık bütün şehirlerin kapıları fazla zorlanmaksızın Müslüman ordulara açılıyordu. Bölge halklarını geneli şu sözü söylüyorlardı: “Başımızda Bizans külahı görmektense Müslüman sarığı görmeyi yeğleriz.”
Cezire Bölgesi ve Çevresi
İslam orduları Şam Bölgesi’ni fethettikten sonra kuzeye doğru yöneldiler. Ancak Bizanslılar, gelen Müslüman ordu karşısında dayanamayacaklarını anlayınca ince bir taktikle Toros Dağları hattına çekildiler ve günümüzde Toros Dağları hattının güneyinde kalan bölgeyi adeta Müslüman ordulara terk ettiler. Bu durumda Müslüman orduları bu bölgeyi ele geçirmeye başlayınca doğal coğrafya gereği batıya doğru değil de doğuya doğru yönelmek zorunda kaldılar. İşte bu bölge’ye Müslüman coğrafyacılar Fırat ve Dicle’nin arasında bir ada gibi kaldığı için bu anlamda Cezire Bölgesi demişlerdir.
Şam bölgesinden oluşturulan yeni ordular işte bu bölgeye doğru yöneldiler. Hz. Safvan b. Muattal da Şam bölgesindeki fetihlere katıldıktan sonra kuzeye yönelen ordular içerisinde bulundu. Yalnız bu sefer o artık bir asker değil bu ordular içindeki komutanlardan biri oldu.
Safvan, Iyaz b. Ğanm komutasında Cezire bölgesine yürüyen sağ kanat komutanı Said b. Amir olan ordunun, sol kanat komutanı idi. Bu ordu, öncelikle Cezire Bölgesi’nin fethedilmesinde anahtar rol üstlenen Urfa’yı sulhen ele geçirildi. Böylece bundan sonraki fetihlere zemin teşkil edecek olan antlaşma burada gerçekleşti. Bu antlaşmaya Ruha (Urfa) Antlaşması diyoruz. Bu antlaşma bundan sonra bölgede Adıyaman’dan Siirt’e, Hilat’a (Ahlat) kadar her gidilen ve ele geçirilen yerlerde aynen uygulanacaktır. Bundan dolayı Belazuri Cezire bölgesinin sulhen (savaşmaksızın) fethedildiğini açıkça söyler. Bu antlaşmanın metni aynen şöyledir:
“Ben onların canları, malları, çocukları, kadınları, şehirleri ve değirmenleri için eman verdim; şu şartla ki onlar üzerlerindeki hakkı ödesinler. Köprülerimizi tamir etmeleri, yollarını şaşıranlarımıza yol göstermeleri de onlardan istediğimiz diğer şeylerdir. Allah, melekleri ve Müslümanlar şahit oldu.” Bir diğer varyantında; “bölge halkı Müslümanlara korunmaları karşılığı cizye verecekler, Müslümanlara karşı ihanet içinde olmayacaklar, Müslümanlar da onların canlarını ve mallarını koruyacaklar, kiliselerini yıkmayacaklar ve oturmayacaklar.”
Cezire bölgesine giren Müslüman ordusu, Urfa’da ikiye ayrıldı. Bir kısmı doğuya Diyarbakır bölgesine doğru gidip oraları fethe devam ederken, bir kısmı da kuzey’e Adıyaman bölgesine doğru yöneldi. İşte h.18/640 da bu bölgeye doğru yönelen ordunun başında da Hz. Safvan b. Muattal var idi. Hz. Safvan b. Muattal ve Habib b. Mesleme el-Fihri komutasındaki ordu Sümeysat’a(Samsat) gönderildi. Bu ordu 4. Ermeniyye de denilen bu bölgeyi ve civarını fethetti. Hz. Safvan b. Muattal burada Sümeysat ve çevresini fethettikten sonra Cezire bölgesi genel komutanı olan Iyaz b. Ğanm bölgeye geldi ve yöre halkıyla Ruha Antlaşması’na göre her evden bir dinar vergi ile iki müdd buğday vermeleri karşılığı anlaştı. Bu şekilde Adıyaman bölgesi cebren değil, Urfa bölgesi gibi sulhen fethedildi.
<< Önceki Sayfa - Sonraki Sayfa >>
|